5 Mayıs 2011 Perşembe

Tom Hilde Söyleşisi

Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır diye bayağı iddialı bir kapanış yapmıştım iki yazı önce. Dün onu okudum, "amma abartmışım be" dedim ama sağ olsun Sertan kurtardı beni.

Sezon bitti tabii, biz kayakla atlamaseverler için ölü sezon. Gerçi yavaş yavaş çıkıyor haberler, zira onlar başladılar antrenmanlara, kamplara. İşte kamplara başlamadan önce yakaladı Sertan Uzun, nam-ı diğer "Jokullmagic" Tom Hilde'yi. Ben Facebook'ta gördüklerime "ehe ehe nasılsın?" diye ıkına sıkına soru sorarken, adam Tom Hilde'yi yakaladı.

Daha fazla geyik yapmayayım: Bu seneki 4 tepe turnuvasının son ayağını kazanan, son dönemde Norveç'in en iyisi, takımın tek bekarı... İşte, karşınızda, Tom Hilde!



Sertan: Merhaba Tom.

Tom: Selam.

Sertan: Öncelikle sezonun en şaşırtıcı gelişmesinden başlayalım istersen. Kojonkoski Norveç Ulusal Takım koçluğundan ayrıldı. Gerçekten zor olmalı… Tüm ekibin bu değişiklikliği üzüntü ile karşıladığına hiç şüphem yok. Kendisinin yaklaşık on yıldır milli takımı çalıştırdığını hesaba katarsak, bu ayrılıktan sonra takımda ne gibi değişiklikler bekliyorsun? Gelişimin süresince kendisinin sana karşı yaklaşımı nasıldı? Olimpik bir atlet olma yolunda ilerlerken tekniğin, stilin, ya da mantaliten üzerinde özellikle yaptığı bir etki oldu mu?

Tom: Söylediğin gibi, Mika’yı kaybetmek gerçekten de çok üzücü. Yaklaşın on yıldır buradaydı. Norveç kayakla atlamasını olması gerektiği seviyeye tekrar çıkartan isim olmayı başardı. Birlikte pek çok iyi ve kötü zamanımız olmuştur, fakat en sonunda netice ne olursa olsun beraberce çalışabilmeyi başarabildik. Mika’dan öğrendiğim en önemli noktaya gelirsek, üst seviye bir sporcunun nasıl düşünmesi gerektiğini, saldırgan bir tutum ve mantalitenin bir sporcuyu nasıl ileri götürebildiğini ve zihinsel çalışmanın ne kadar önemli olduğunu Mika’dan öğrendiğimi düşünüyorum.

Sertan: Peki, yeni koç Alexander Stöckl hakkındaki ilk izlenimlerin neler? Mika’dan aldığı bayrağı daha da ileri taşıyabileceğini düşünüyor musun?

Tom: Stöckl’dan henüz neler bekleyebileceğim konusunda emin değilim, fakat kendisinin takıma yeni şeyler getireceğini umuyorum. Biliyorum ki benim için en önemlisi hedefime ulaşma doğrultusunda neler yapacağımdır ve kendisinin bu yolda bana yardımcı olmasını bekliyorum.



Sertan: Birkaç yıl sonra kendini nerede görüyorsun? Pettersen gibi bir Dört Tepe Şampiyonu olarak mı? Ya da Bystøl gibi bir olimpiyat altını sahibi şeklinde mi? Hedeflerin doğrultusunda ilerlerken gösterdiğin gelişim düzeyinden memnun musun?

Tom: Hiçbir zaman nihai hedefler koymadım kendime. Evet, bir hayalim var, bu da yıllar boyunca en üst seviye bir atlet olabilmek... Eğer önümüzdeki on yıl boyunca Dünya Kupası’nı ilk on sıra içinde bitirebilmişsem, inanılmaz bir kariyere sahip olduğumu düşünebilirim demektir. Ayrıca en iyi seviyede istikrarlı bir atlamacı olabilmenin en önemli nokta olduğuna inanıyorum. Eğer her yarışı ilk on derecesiyle bitiriyorsanız, podyum başarıları da kendiliğinden gelecektir.

Sertan: Naçiz düşünceme göre uzun ve yorucu bir Dünya Kupası sezonu sonunda ulaştığın beşincilik, gelişimindeki mükemmel başarı ile ilgili güzel bir referans. Tüm sezon boyunca bazı takım arkadaşların ciddi şekilde bocalarken sen hep en istikrarlı ve mücadeleci atlayıcı olmayı başardın. Senin gözünden sezonun bir değerlendirmesini alabilir miyim, hem bireysel hem de milli takım olarak?

Tom: Bu sezon tam anlamıyla umut ettiğim gibi geçti. Sezon öncesi kendime koyduğum hedef, işleri yoluna koyabilmek ve yeniden zirvede olan bir atlet haline gelebilmekti. Geçmişte başarılı bir sezonum vardı, sonrasında da iki tane kötü sezonum… O noktadan geri dönebilecek ve yarış kazanabilecek kadar güçlü olabildiğim için kendimle gurur duyuyorum. Şimdi benim adıma en mühim mücadele, korumacı bir seviyeye gerilememek ve kaytarmamak konusunda olacak. Kısacası önümüzdeki sezona daha da gelişmek istiyorum. Takıma dönecek olursak elbette bazı başarılı sonuçlarımız var, fakat hala potansiyelimize yaklaşabildiğimizi düşünmüyorum. Daha iyisini başarabileceğimizi biliyoruz.

Sertan: Sanal alemde en sık görünen, deyim yerindeyse en yüksekten uçan kayakla atlamacı olarak görünüyorsun. Bu tavrın bizleri de fazlasıyla mutlu ediyor açıkçası. Senin için taraftarlarınla bu şekilde iletişim kurabiliyor olmak ne derece önem teşkil ediyor? Sosyal medya hakkındaki görüşlerin neler?

Tom: Her zaman internet dünyasına ve bilgisayarlara meraklı olmuşumdur. Web sayfaları yapmak bana eğlenceli ve mücadeleci gelmiştir, bu yüzden sitemi güncellemek benim için bir hobi diyebilirim. Ayrıca siteme ne kadar çok insan çekebildiğimi görüyorum ve yaptığım işe ilgi duyan insanlar da bana ekstra motivasyon sağlıyorlar. Elbette taraftarlarımla bir şekilde iletişimde olabilmek çok önemli. Onlar benim atlayış yapabilmemin sebebi, bu yüzden verebildiğim her şeyi onlara geri iletebilmeye gayret ediyorum.

Sertan: Kapıda oturduğunda, atlayışından saniyeler önce aklından neler geçiyor? Elbette atlamaya çok alışıksın, ama bir podyum derecesi ya da birincilik alabileceğin bir pozisyonda olduğunu bildiğinde rampanın tepesindeyken neler hissediyorsun?

Tom: Buna sadece bir yanıtım var, gerçekten çok sıkıcı bir durum! Müsabakalar esnasında sadece yapmam gereken teknik görevlerimi düşünüyorum ve tamamen kendime, yapabileceklerime ve de onları nasıl gerçekleştireceğime odaklanmaya çalışıyorum. Fakat ben de pek çok kez yarışmaya giderken, ya da antrenmanlar sırasında seyircilere bakarak güzel, ya da gergin bir hissiyata kapılmışımdır mutlaka.



Sertan: Senin için tek kelimelik/cümlelik sorularım var. Sende uyandırdıkları ilk hissiyatı söyleyebilir misin?

Tom: Elbette

Sertan: Kayakla atlama

Tom: Hayatım

Sertan: İlk atlama deneyimin

Tom: Daha çocuktum…

Sertan: Bischofshofen (ve tabii ki birinciliğin!)

Tom: HARİKA

Sertan: Holmenkollen

Tom: Norveç :)

Sertan: Vikersundbakken

Tom: Aşırı

Sertan: Adam Malysz ve bıyık olayı (bu arada, aldığımız mesajlara göre Türkiye’deki hayranların ikiye bölünmüş durumdalar. Erkekler bıyığını beğenmiş, fakat kadınlar pek de hazzetmemişler :)

Tom: Kayakla atlama tarihinin en büyük isimlerinden birine veda etmek için harika bir yol

Sertan: İdolün

Tom: Janne Ahonen

Sertan: Norveç Milli Takımı’ndaki en iyi arkadaşın

Tom: Her biri

Sertan: Romøren

Tom: Erişkin bebek :P

Sertan: Rüzgar/Kapı faktörü sistemi

Tom: Kayakla atlamanın başına gelen en güzel şey

Sertan: Türkiye

Tom: Açıkçası pek bir düşüncem yoktu Türkiye hakkında. Fakat orada beni destekleyen taraftarlarım olduğunu bilmek harika, bunu bilmiyordum :D

Sertan: Genç kayakla atlamacılar için kısa bir tavsiye

Tom: Eğlenin, ve yaptığınızı severek yapın.

Sertan: Tom, tüm içten yanıtların için çok teşekkürler. Umarım önümüzdeki sezon da her şey istediğin gibi olur ve günün birinde Türkiye semalarında senin Dünya Kupası atlayışlarını izleyebiliriz.

Tom: Ben teşekkür ederim.

Söyleşi: Sertan Uzun

Haa unutmadan:

Tom Hilde'nin twitter adresi şu; http://twitter.com/#!/tomhilde

İnternet sitesi de budur; http://www.tom-hilde.com/

Sevimli adamdır, takip ediniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder